Venedik aşıklar, mimarlar, sanatçı ve sanat severler için mükemmel bir şehir. Her sokak sanatla dolu, romantik bu şehri seveceğinizi düşünüyorum. 118 küçük küçük adadan oluşan, 400 civarı kanal bulunan, köprüleriyle şehrin tamamına mimari eser diyebileceğimiz bu şehir en azından farklı yapısıyla sizi kendine çekecektir. Aşağıda belli başlı gezilecek yerlerden bahsettim. 1 güne sığdırabilirsiniz ama ben Venedik'in keyfini çıkarmanızı bu şehre daha uzun zaman ayırmanızı öneririm.

San Marco Meydanı ( Piazza San Marco)

San Marco Meydanı, Venedik'in merkezi sayılabilecek, çevresinde olan mükemmel yapılarla turistleri kendine mıknatıs gibi çeken meydan. Her zaman ciddi şekilde kalabalık olan bu meydanda San Marco Bazilikası, San Marco Çan Kulesi, Dükler Sarayı..

San Marco Bazilikası

San Marco Bazilikası aslında İstanbul'da bulunan 12 havariler kilisesinin bir kopyası.  Ozaman orijinali İstanbul'da nerede diye düşünmeyin. Neredeyse birebir aynısı yapılan kilisenin orijinali şuan İstanbul'da yok. 1200'lü yıllarda harap olan ve yıkılmaya başlayan kiliseden 1400'lü yıllarda artık geriye eser kalmamış. San Marco Bazilikası sadece İstanbul'da bulunan bir kiliseden esinlenerek yapılmamış, ayrıca onu bizler için biraz daha özel kılan bir sebep daha var. Bu Bazilikada İstanbul'da ticaret yapan tüccarlar sayesinde İstanbul'dan kaçıralarak getirilen bir çok eser var. Dış cephede gördüğünüz bir çok sur, mermer ya da bazı freskler de İstanbul'dan getirilmiş. En net örnek ise; San Marco Bazilikasının hemen girişinde üst kısımda atlar göreceksiniz. Bu atlar 1200'lü yıllarda Osmanlı Devletinden gizlice buraya kaçırılmış. Eskiden İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda olan bu atlar güvenlik nedeniyle orijinalleri San Marco Bazilikasının içerisinde sergileniyor. Dış cephede gördükleriniz orijinallerin replikaları.

Bazilikanın adının neden San Marco olduğundan bahsedelim biraz. San Marco Hristiyanlar için önemli bir din adamı. Mısır'da ölmüş ve orada gömülmüş. Mısır'a ticari ziyaretlerde bulunan tüccarlar Mısır'da San Marco'nun kemiklerini bulmuş ve gizlice San Marco'nun kemiklerini Venedik'e getirmişler. Onu onurlandırmak için bu bazilikayı inşa edip adını San Marco koymuşlar.

San Marco'nun kemiklerinin gizlice nasıl Venedik'e getirildiğine gelecek olursak, Venedikli tüccarlar, San Marco'nun kemiklerini sepetlere koyup üzerlerine domuz etlerini koyarak kamufle etmişler.

Ayrıca San Marco Bazilikası için Düklerin bazilikası da diyebiliriz. San Marco Bazilikasını dükler özel ibadethanesi olarak kullanıyorlarmış Ayrıca düklerin taç giyme ve vefat törenleri de burada yapılırmış.

San Marco Bazilikası'nın 2. katına çıkma fırsatı bulursanız, sizi çok güzel bir San Marco Meydanı manzarası bekliyor. Yukarıdan meydanı ve o kalabalığı görmek gerçekten keyifli.

Aziz Mark'ın Çan Kulesi (Campanile San Marco)

San Marco Çan Kulesi, Venedik'te bulunan en yüksek bina. Eskiden bu bina gözetleme kulesiymiş. Kuleden liman girişi çok net gözüküyor ve bu sayede düşmanların gelip gelmediğini görebiliyorlarmış. Zamanında kulenin tepesinde var olan çanlar uyarı amaçla kullanılırmış. Şehre düşmanlar gelirse veya bir yangın çıkarsa bu çanlar çalınır ve şehirdekiler uyarılırmış.

Aziz Mark'ın Çan Kulesi'nde asansörde mevcut. Asansörle yukarı çıktığınızda Venedik'i adacıklardan oluşan kanallarla dolu olarak değil tek bir bütün kara parçası olarak göreceksiniz.

Dükler Sarayı

Venedik bu saraydan yönetilir ve Venedik'i yöneten dükler bu sarayda yaşarmış. Dükler Sarayı gotik tarzda inşa edilmiş, avlusu, sütunlarıyla mimari baş yapıt olarak görülmüş. Hatta ünlü İngiliz yazar John Ruskin Dükler Sarayı için "Dünya'nın merkezindeki yapı" demiş. Şehri yönetmek için kullanılan Dükler Sarayı, 1923 tarihinden sonra müzeye çevrilmiş.

Ahlar Köprüsü

Rialto Köprüsü

San Giacomo Di Rialto

Accademia Güzel Sanatlar Binası

Santa Maria Kilisesi

Santa Maria Kilisesi, Venedik nüfusunun yarısında  fazlasının ölümüne sebep olan veba salgını sırasında şehri korumak için inşa edilmiş. Büyük kanalın hemen girişinde inşa edilmesinin sebebi kötülüklerin şehre girmesine izin vermediğine inanılıyormuş.

Librearia Aqua Alta

Çok ilginç bir kitap evi, ben fotoğraflardan görüp gitmiştim. hatta yerini bulmak için baya bir bakındım sonra kapalı olduğunu fark ettim. Eğer hafta içi Venedik'teyseniz mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.