Kapadokya'da Mutlaka Görmeniz Gereken Yerler
Ocak 07, 2020
Bence yeryüzündeki en büyüleyici yerlerden biri, Kapadokya. Bu sebeple iyice araştırmadan gitmeyin derim. Döndüğünüzde aa burasıda mı varmış, ben burayı görmedim, nasıl kaçırmışım üzüntüsü yaşamazsınız. Aşağıda en temel Kapadokya'ya Gitmişken Görmeden Dönmeyin dediğim yerleri paylaşıyorum. Umarım keyifle okursunuz.
En temel dememin sebebi bence Kapadokya'da görülmesi gereken yerlerin bir sayısı yok. Her sokağı, her taşında ayrı bir güzellik var. Bir sefer gidişimde orada bir şey yok denen yer için ben büyülenmiştim. :) Orada yaşayanların gözü alışmış tabi, cennet gibi yere doydukları ve en en en güzelleri gördükleri için bazı yerler sıradan gelebiliyor. Bizim gibi o coğrafyanın yabancısını ise Kapadokya'nın her m2 si bizi büyülemeye yetiyor.
Aşıklar Tepesi
Sıralamaya Kapadokya'da güne nereden başlanır? sorusuna cevabımla başlıyorum. Bence Kapadokya'da en güzel gün doğumlarından birini burada izleyebilirsiniz. Tepenin her tarafında başka bir manzara var. İster vadi, ister Göreme manzarasında gün doğumunu izleyebilirsiniz. Eğer şanslıysanız balonlar kalkmıştır. Gün doğumunda balonların uçuşunu izlemek paha biçilemez. Hiç unutamayacağınız anılardan biri olacağına eminim.
Aşıklar tepesine yürüyerek gitmeniz zor, kendi aracınızla gitmeniz kesinlikle en iyisi.
KızılÇukur Vadisi
Kapadokya'da Gün Batımı Nerede İzlenir? sorusunun cevabıda bence Kızılçukur vadisi. Tam gün batımında değil daha önce orada olmanızı tavsiye ederim. Kalabalık olabiliyor. Gün batımını en güzel yerde kurularak izleyin. Gün battığı sırada gökyüzünün kızıllaşması vadiye yansıyor.
Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme Açık Hava Müzesini ayrı bir postta anlatmak istediğim için burada pek yer vermedim. Uzun uzun ayrıntılı bir yazı yazacağım burası için. Yazısını bile ayrı yazdığıma göre ilk gitmeniz gereken yerlerden olduğunu zaten anlamışsınızdır.
Zelve Açık Hava Müzesi
Zelveyi kayalar oyularak oluşturulmuş evleri ile kocaman bir yerleşim yeri olarak düşüneilirsiniz. Bölgede Hristiyanlığın ilk bu alanda başlayarak yayıldığı kabul ediliyor. Zelve Hristiyan rahipler tarafından ilk yerleşilen yerlerden olduğu için burada bulunan kilise ve manastırlar döneminin en önemli öğretim merkezlerinden. En çok ziyaret edilen kiliseleri Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kilisesi. Burada Peri bacalarının arasında yürüyüş yapmak çok keyifli olacaktır. Bir kaç yıl önce gezmesi ücretsizdi ama şuan ücretli. Bununda doğru bir hareket olduğunu düşünüyorum. yurtdışında bazen sokaklara girerken bile ücret verirken böyle cennet bir toprağın ücretsiz gezilmemesi gerekiyordu bence. :) Buarada Müze kart ile ücretsiz.
Paşabağ Vadi
Zelveye çok yakın bu vadide küçüklü büyüklü peribacaları göreceksiniz.
Devrent Vadisi
Kapadokya fotoğraflarında deveye benzeyen peri bacasını görmüşsünüzdür mutlaka. O peri bacası bu vadide, deveye benzeyen peri bacasının dışında yine her yerin peribacalarıyla dolu olduğu çok güzel fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz bir alan. Ayrıca Deve peribacası kadar bariz olmayan daha iç kısımda Meryem Ana'ya benzetilen bir peri bacası daha var. :) Burayı dolaşmak ücretsiz. Yakınlarında güzel gözlemeciler vardı diye hatırlıyorum.
Uçhisar Kalesi
Bölgedeki en yüksek peri bacası, Uçhisar. Yukarıdan çok güzel bir peribacası manzarası var. Burada da gün batımı izlemeyi tercih edebilirsiniz. Ama ilk gün batımını KızılVadi'de izlemenizi tavsiye ederim.
Güvercinlik Vadisini
Burası ismini zamanında burada yaşayanlar kayaları oyarak güvercin yuvaları yapmasından alıyor. 4100m uzunluğu ile Kapadokya'nın en uzun vadilerinden biri. Burada seyir terası, mola verebileceğiniz bir restaurant ve hediyelik eşya dükkanı bulunuyor.
Buarada Kapadokya fotoğraflarına bakarken nazar boncuklu arkasında inanılmaz vadi manzarı olan fotoğraflara denk gelmişsinizdir. O ağaç burada. :)
Üç Güzeller
Kapadokya’nın en ünlü peribacaları. Bir yerden bir yere giderken mutlaka önünden geçeceğiniz bir yerde. 2 büyük biri nispeten daha küçük olan 3 güzeller için bir çok efsane var. Bir yer gezerken oranın efsanelerini bilirsem daha çok keyif alırım ben, sizinde bu peri bacalarını gördüğünüzde aklınıza efsaneler gelsin diye efsanelerini paylaşıyorum.
En çok bilinen efsanelerden biri, zamanında kralın kızı bir çobanı sevmiş, babası karşı çıkınca prenses çobana kaçmış. Bir zaman sonra çoban ve prensesin çocukları olmuş. Prenses torununu görünce babasının kalbini yumuşayacağını düşünmüş, almış çobanı ve evladını yanına kralın sarayına gitmiş. Kral haberi duyunca sakinleşmeyi bırakın, öfkesi iyice alevlenmiş. Prenses ve ailesi daha saray kapısından giremeden, kral peşlerine askerlerini salmış. Prenses bu kaçıştan sağ kurtulamayacağını anlayınca Allaha yakarmış ve onları bir mucize ile kurtarmasını istemiş. Dileği kabul olmuş ve taşa dönmüşler. Efsaneye göre en öndeki çoban, ortadaki çocuk, arkadaki ise prensesmiş.
Hatta prensesin dileği kabul olunca millet 3 güzellerin olduğu yokuşu 7 kere inip çıkarlarsa dilekleri kabul olur diye düşünmeye başlamış. Çocuğu olmayan aileler çocukları olsun diye yaparlarmış.. Efsane tabi bunlar. :)
Yeraltı Şehirlerini Görün! ( Derinkuyu, Kaymaklı..)
Bu şehirde yeryüzünün, balonlarla gökyüzünün mükemmel olması yetmiyormuş gibi yeraltıda ayrı bir efsane. Hala çalışmaları devam eden henüz açılmamış yeraltı şehirleri var. Siz siz olun en azından birini gezmeden dönmeyin.
Ben ilk gidişimde sadece Derinkuyu'yu gezmiştim. Sizde vaktiniz az ise öyle yapabilirsiniz. Size tavsiyem ya yerel rehberler eşliğinde dolaşmanız yada gitmeden önce iyi bir araştırmanız, okuma yapmanız. Yeraltı şehrinden hakkıyla büyülenmek istiyorsanız gittiğinizde bilgili olmalısınız.
Avanos'da Çömlek Yapın
Avanosu görmeden dönmek olmaz, Çömlekçileri dolaşıp alışveriş yapabilirsiniz. Bunun dışında çoğu çömlekçide çok cüzi fiyatlarla çömlek yapabilirsiniz. Benim Avanos'da yaptığım ilk çömlek hala duruyor. Size de güzel bir anı kalabilir. Hangi çömlek atölyesi derseniz bunların en meşhuru Chez Galip. :) Tercih sizin içlerine gire çıka seçin. :)
Çavuşin
Çavuşin bence Kapadokya'nın en el değmemiş yerlerinden biri. Küçük bir meydanı var. Meydanına geldiğinizde Çavuşin Camisini ve hediyelik eşyacıları göreceksiniz. Çevrede Tarihi taş ev tabelaları var. Ben onu takip ederek yürümeye başladım. Yürürken kaya içine oyulmuş soğuk hava depolarını gördüm. Tarihi Taş Eve girdiğinizde sizi hala çevrede yaşayan sahipleri sizi karşılıyor. Aslında gezmek ücretsiz. Ama sahibi sizden içeride satılan hediyelik eşyalardan almanızı rica ediyor. 5-10tl civarı. Es geçmeyin ve taş evi gelmişken gezin derim. Sahipleri sizi dolaştırıyor, evi gezerken neyin niçin kullanıldığını ayrıntılı anlatıyor.
Taş Evden Sonra yukarı doğru çıkmaya devam ettim. Azıcık ileride zaten bir turist kalabalığı göreceksiniz. Mükemmel bir manzarası var. Ben Sezer'in yardımıyla ancak bukadar yaklaşabildim ama orada mükemmel fotoğraflar çıkar. Tabiki sadece fotoğraf için değil, o manzarayı görmek için mutlaka Çavuşine gelmişken gidin derim. Buarada yürüyüş yolu öyle uzun değil. Çok rahat yürürsünüz.
Selime Manastırı
Selime Manastırı, Ihlara vadisine giderken veya dönerken mutlaka uğramanızı tavsiye ettiğim bir yer. Fotograftan belli olduğu gibi çok güzel bir manzarası var. Biz Ihlara'dan dönerken uğradık. Selime Manastırına müze kart ile ücretsiz olarak giriliyor. Haliyle bir giriş çıkış saati var. Biz dönerken uğradığımız için son dakika yetiştik hatta rica minnet girdik. :)) Sizde planınızı buna göre yapın derim.
Ihlara Vadisi
Biz son gidişimizde Ihlara Vadisine gittik. Yol biraz uzun ama vaktiniz varsa mutlaka gidilecekler listesine Ihlara Vadisini'de eklemenizi tavsiye ederim. Kendi aracınızla veya bir tur firması ile anlaşarak gitmeniz lazım. Orada sizi uzunca merdivenler, ve cennet gibi manzara eşliğinde yürüyüş yolları bekleyecek.
Ihlara Vadisi, dünyanın 2. büyük kanyonu ve bazı bölümlerde derinliği 100m buluyor. Vadide dolaşırken sayısız kilise ve manastıra denk geleceksiniz. Bazıları gerçekten bakımsızlıktan kokuyor! şaka yapmıyorum midemin kalktığı kiliseye girip, ardından girdiğim kiliselerde bastığım yere dikkat ede ede tedirgin dolaştım.
Mustafa Paşa
Eski konakların, süslü kapıların bulunduğu eskiden yoğun olarak gayrimüslüm tüccarların bulunduğu, zengin halkı sebebiyle en güzel konakları görebileceğiniz yer. Biz burada merkezi dolaştıktan sonra yol bakalım bizi nereye çıkaracak diye yürümüş, eski tarihi kiliselere denk gelmiştik. İşte Kapadokya böyle bir yer, karşınıza her yerde ilginizi çekebilecek bir yapı, doğa harikası çıkacaktır. Buarada Mustafa Paşa'nın eski ismi Sinesos.
Galeri İkman
Özellikle yabancı turistlerin bu mükemmel yerde çok güzel fotoğraflarını görüp nerede burası diyerek araştırmam sonucu buldum burayı. İlk zamanlar fotoğraf çekimi burada ücretsizdi. Ama özellikle yoğun olan sezonlarda kalabalıktan dolayı fotoğraf çekimi ücretli olmuş. Drone çekimine bile izin veriyorlar. Bence bir şansınızı deneyin İçerisini gördüğünüzde belki bu anıyı fotoğraflamalıyım dersiniz! :)
Güray Müze
İlla ki gidin gitmeden dönmeyin dediğim bir yer değil. Kapadokya’ya bir kaç defa gittiğim ve yeterince vaktim olduğu için gitmiş, dolaşırkende keyif almıştırm.
Burası bir yer altı Seramik ve Çömlekçilik müzesi. Çok güzel ve kıymetli koleksiyonlar sergileniyor. Milattan önce 5000 yıllarına dayanan tarihi eserler var. Vaktiniz var ise değerlendirebilirsiniz.
1 yorum
.
YanıtlaSilEn kısa sürede dönüş yapacağım.
Teşekkürler :)